“Şaibe” iddialarıyla açılan davanın 15 Eylül’de Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek olması, gözleri bu tarihe çevirdi. Olası kararlar sadece CHP’nin iç dengelerini değil, muhalefetin geleceğini ve genel siyasi atmosferi de etkileme potansiyeline sahip. “Mutlak butlan” kararı ile partinin mevcut yönetiminin geçersiz sayılması ihtimali en çok tartışılan senaryo olurken, ertelenme ya da görevsizlik kararları da gündemde. Peki, mahkeme hangi yolu seçecek? CHP yönetimi hangi ihtimallere hazırlanıyor? İşte tüm detaylar.
Erteleme senaryosu gündemde
15 Eylül’deki duruşma için en güçlü ihtimallerden biri davanın ertelenmesi. Daha önce Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) CHP kurultayına yönelik başvuruları reddetmesi, bu beklentiyi artırdı. Parti kurmayları, mahkemenin karar vermek yerine süreci bir kez daha ileri bir tarihe bırakmasının olası olduğunu ifade ediyor.
Erteleme kararı, mevcut yönetimin görevine devam etmesi anlamına geliyor. Ancak dava sonuçlanmadığı için tartışmaların da süreceği, CHP’nin gündeminde belirsizliğin varlığını koruyacağı belirtiliyor.
Yönetim için tedbir kararı çıkar mı?
Bir diğer ihtimal, davanın ertelenmesi fakat mevcut yönetim için tedbir kararının uygulanması. Bu durumda Özgür Özel liderliğindeki yönetim görevden uzaklaştırılabilir. Ancak mahkemenin bugüne kadarki tutumu, özellikle daha önce reddedilen tedbir talepleri, bu ihtimali zayıflatıyor. CHP içinde de böyle bir kararın düşük olasılık olduğu görüşü hâkim.
Mutlak butlan kararı en çok konuşulan ihtimal
Kamuoyunda en çok tartışılan senaryo, mahkemenin “mutlak butlan” kararı vermesi. Bu karar, kurultayın hükümsüz sayılması ve mevcut yönetimin yetkisiz kabul edilmesi anlamına geliyor. Böyle bir durumda, 38. Olağan Kurultay öncesinde görevde olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki yönetim yeniden partinin başına geçebilir.
CHP kurmayları ise bu ihtimalin hukuken mümkün olmadığını, Siyasi Partiler Kanunu’nda mutlak butlan kavramının yer almadığını vurguluyor. Ancak siyasette baskı unsuru olarak gündemde tutulması, tartışmaları daha da büyütüyor. Kılıçdaroğlu’nun sessizliği ise bu ihtimale sıcak baktığı yönünde yorumlanıyor.
Çağrı heyeti seçeneği
Mahkeme, kurultayın iptali yönünde karar verirse bir diğer seçenek çağrı heyeti görevlendirmek olacak. Çağrı heyetinin görevi, CHP’yi 45 gün içinde yeniden kurultaya götürmek.
Parti içinde bu heyetin tarafsız ve ayrışmaya yol açmayacak isimlerden oluşması gerektiği ifade ediliyor. Aksi durumda, parti içinde daha büyük krizlerin doğabileceği vurgulanıyor. Ayrıca heyetin görevini yerine getirmemesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kapatma davası açma hakkı da bulunuyor.
Görevsizlik kararı tartışmaları
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı vererek davayı kapatması da gündemdeki olasılıklardan biri. CHP’li hukukçular, kongre seçimlerine ilişkin itirazların seçim kurulları üzerinden yürütülmesi gerektiğini, bu nedenle adli yargının böyle bir davaya bakma yetkisinin olmadığını savunuyor.
Bu görüşe göre mahkeme, seçimlerin ilçe seçim kurulu gözetiminde yapıldığını ve iddiaların soyut kaldığını dikkate alarak davayı düşürebilir. Bu karar, CHP içindeki tartışmaları sona erdirecek en net adım olarak görülüyor.
Şaibe tartışmalarının başlangıcı
Süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Şubat 2025’te CHP kurultayına ilişkin “şaibeli” çıkışıyla başladı. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu da Özgür Özel’e “şaibe yoktur” açıklaması yapması yönünde çağrı yaptı. Bu açıklamalar, davanın ve soruşturmanın fitilini ateşledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bursa’dan gelen bir ihbar üzerine soruşturma başlattı. Ardından birçok dava ve itiraz dosyası birleştirilerek Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Ceza davası ve AYM kararı
Kurultay davasını doğrudan etkileyen bir ceza davası da gündeme geldi. Delegeye rüşvet verildiği iddialarıyla açılan dava farklı mahkemeler arasında görevsizlik tartışmasına neden oldu. Dosya istinafa taşındı, sonrasında Anayasa Mahkemesi devreye girdi. AYM, 10 Eylül’de verdiği kararla belirsizliği sona erdirdi ve ceza davasının asliye ceza mahkemesinde görülmesine hükmetti.
Bu davada Ekrem İmamoğlu, Cemil Tugay ve Özgür Çelik gibi isimler yargılanacak. İlk duruşma ise 4 Kasım 2025’te yapılacak.
15 Eylül kritik eşik
Tüm bu gelişmelerin ardından gözler şimdi 15 Eylül’e çevrilmiş durumda. Mahkemenin vereceği karar, sadece CHP’nin geleceğini değil, muhalefetin siyasi dengelerini de derinden etkileyecek.
Özgür Özel’in koltuğunu koruyup koruyamayacağı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden sahneye çıkıp çıkmayacağı ya da çağrı heyetiyle CHP’nin yeni bir kurultaya mı gideceği belirsizliğini koruyor. Türkiye siyasetinde 15 Eylül, şimdiden kritik bir tarih olarak kayda geçti.
Yorumlar
Kalan Karakter: